5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun Mülkiyet Hakkına Etkileri

Stok Kodu:
9786050515879
Boyut:
16x23,5
Sayfa Sayısı:
250
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023 Temmuz
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
300,00TL
9786050515879
372648
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun Mülkiyet Hakkına Etkileri
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun Mülkiyet Hakkına Etkileri
300.00

Mülkiyet hakkı, günümüzde Anayasal güvenceye de kavuşturulmuş en

önemli haklardan biridir. Türk Hukukunda Anayasa’nın yanında Türk Medeni

Kanunu ile ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve büyük ölçüde koruma altına alınmıştır. Mutlak haklardan biri olduğu için mülkiyet hakkının ancak kanunla ve

kamu yararı gereği sınırlanması mümkündür. Bu husus Anayasa’nın 35. maddesinde de açıkça belirtilmiştir. Anılan hükme göre; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”

Mülkiyet hakkı her ne kadar mutlak bir hak olsa da Anayasa ile de öngörüldüğü üzere, bazı hallerde kamu yararı bireysel yararın üstünde olduğundan

mülkiyet hakkına bazı sınırlamalar getirme gereği doğmaktadır. Bu sınırlamaların en kapsamlı olanlarından biri de 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi

Kullanımı Kanunu ile getirilmiştir.

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu toprağın korunması, geliştirilmesi ve tarım arazilerinin çevre öncelikli kalkınmasını sağlamak amacı ile ilk olarak 2005 yılında çıkarılmış, bu tarihten sonra altı kez

Anayasa mahkemesine iptal talebi ile gönderilmiş, talepler reddedilmiş ve zaman için de Kanunda birçok değişiklik yapılmıştır. Kanun ile ulaşılmak istenen temel hedeflerden bir tanesi özellikle miras paylaşımı sonucunda tarımsal

arazilerin bölünmesini engellemektir. Zira tarım arazilerinin yıllar içinde küçülmesisonucunda tarıma olan ilgi azalmış, yeterli kazanç elde edemeyen çiftçiler tarım yapmayı bırakmış, ülkemiz, tarımda tamamen kendine yeten bir

ülkeden, buğdayın bile zaman zaman ithal edildiği bir ülkeye dönüşmüştür.

Tarım arazilerinin küçülmesi ve bölünmesinin önlenmesi bu nedenle büyük

önem taşımaktadır.

Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans yapan kıymetli öğrencim Av. Fahri Gürgenburan ülkemiz ve ülkemiz topraklarının korunması bakımından hayati nitelik taşıyan bu konuyu incelemek ve tezini bu

alanda yazmak isteği ile geldiğinde, büyük bir memnuniyetle kendisi ile çalışmayı kabul ettim.

Son derece titiz ve düzenli bir öğrenci ve aynı zamanda deneyimli bir avukat olan meslektaşım Av. Fahri Gürgenburan kısa sürede tezini

tamamlayarak, başarı ile savundu ve yüksek lisansını tamamladı. Ardından

tezi birlikte kitaplaştırma isteği ve kitabı birlikte yazma talebi beni daha çok

memnun etti ve büyük kısmı kendisinin tez çalışması döneminde yazdıklarından oluşan bu kitap ortaya çıktı.

Kitapta asıl emek kuşkusuz Av. Fahri Gürgenburan’a ait. Sürekli değişen

ve gelişen bir alanda çalışma yapmanın zorluklarının yanında, farklı kararlar

ile daha da karmaşık bir sistemin incelenmesi kuşkusuz kolay değil. Özellikle

bu alanda çalışanlara ve uygulayıcılara da yol göstermeyi amaçlayan kitabımızın tüm okuyuculara faydalı olması dileğiyle…

Prof. Dr. Şebnem AKİPEK ÖCAL

Ankara, 06.05.2023

Mülkiyet hakkı, günümüzde Anayasal güvenceye de kavuşturulmuş en

önemli haklardan biridir. Türk Hukukunda Anayasa’nın yanında Türk Medeni

Kanunu ile ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve büyük ölçüde koruma altına alınmıştır. Mutlak haklardan biri olduğu için mülkiyet hakkının ancak kanunla ve

kamu yararı gereği sınırlanması mümkündür. Bu husus Anayasa’nın 35. maddesinde de açıkça belirtilmiştir. Anılan hükme göre; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”

Mülkiyet hakkı her ne kadar mutlak bir hak olsa da Anayasa ile de öngörüldüğü üzere, bazı hallerde kamu yararı bireysel yararın üstünde olduğundan

mülkiyet hakkına bazı sınırlamalar getirme gereği doğmaktadır. Bu sınırlamaların en kapsamlı olanlarından biri de 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi

Kullanımı Kanunu ile getirilmiştir.

5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu toprağın korunması, geliştirilmesi ve tarım arazilerinin çevre öncelikli kalkınmasını sağlamak amacı ile ilk olarak 2005 yılında çıkarılmış, bu tarihten sonra altı kez

Anayasa mahkemesine iptal talebi ile gönderilmiş, talepler reddedilmiş ve zaman için de Kanunda birçok değişiklik yapılmıştır. Kanun ile ulaşılmak istenen temel hedeflerden bir tanesi özellikle miras paylaşımı sonucunda tarımsal

arazilerin bölünmesini engellemektir. Zira tarım arazilerinin yıllar içinde küçülmesisonucunda tarıma olan ilgi azalmış, yeterli kazanç elde edemeyen çiftçiler tarım yapmayı bırakmış, ülkemiz, tarımda tamamen kendine yeten bir

ülkeden, buğdayın bile zaman zaman ithal edildiği bir ülkeye dönüşmüştür.

Tarım arazilerinin küçülmesi ve bölünmesinin önlenmesi bu nedenle büyük

önem taşımaktadır.

Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans yapan kıymetli öğrencim Av. Fahri Gürgenburan ülkemiz ve ülkemiz topraklarının korunması bakımından hayati nitelik taşıyan bu konuyu incelemek ve tezini bu

alanda yazmak isteği ile geldiğinde, büyük bir memnuniyetle kendisi ile çalışmayı kabul ettim.

Son derece titiz ve düzenli bir öğrenci ve aynı zamanda deneyimli bir avukat olan meslektaşım Av. Fahri Gürgenburan kısa sürede tezini

tamamlayarak, başarı ile savundu ve yüksek lisansını tamamladı. Ardından

tezi birlikte kitaplaştırma isteği ve kitabı birlikte yazma talebi beni daha çok

memnun etti ve büyük kısmı kendisinin tez çalışması döneminde yazdıklarından oluşan bu kitap ortaya çıktı.

Kitapta asıl emek kuşkusuz Av. Fahri Gürgenburan’a ait. Sürekli değişen

ve gelişen bir alanda çalışma yapmanın zorluklarının yanında, farklı kararlar

ile daha da karmaşık bir sistemin incelenmesi kuşkusuz kolay değil. Özellikle

bu alanda çalışanlara ve uygulayıcılara da yol göstermeyi amaçlayan kitabımızın tüm okuyuculara faydalı olması dileğiyle…

Prof. Dr. Şebnem AKİPEK ÖCAL

Ankara, 06.05.2023

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat